Ziyaretci Defteri
Atesten Gömlek
Sevdalinka
Vadideki Zambak
Acilar Denizi
Dudaktan Kalbe
cunobag.tr.gg / cunobag2.tr.gg / cunobag3.tr.gg /


 

Sık Kullanılanlara Ekle


   
  KİTAP DÜNYASI
  Bu ülke
 

Cemil Meriç Üstadımızın Ünlü Eseri Bu Ülke'nin Özeti


“Nazım imkanlarını araştıran düşünce: Hatalarını bağışlatmak için musikinin yardımına muhtaç; musikinin yani veznin, kafiyenin' (s.15) .

'İzimler idrakimize giydirilen deli gömlekleri' (s.23) .

'Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını 'yaşanmazlaştıranlardır ' (s.24) .

'Emanetleri ehline tevdi ediniz ' (s.27) .

'Genç düşünce dergilerde kanat çırpar' (s.28) .

'Suçluyu affeden hakim, kendini mahkûm etmiş olur' (s.31) .

'Namık Kemal: ' Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar' diyor (s.39) .

'Yaşayanları yönetenler ölülerdir' (s.40) .

'Koca bir asrı, birkaç haramzade evladına bakarak mahkum edemeyiz. Bir çağı bütünüyle kötülemek, bütünüyle yüceltmek kadar yanlış ' (s.49) .

'Yükseliş devrinde aydın, toplumun herhangi bir ferdidir; zevkleri ile, zilletleri ile, mukaddesleri ile. Ne imtiyazı vardır, ne imtiyaz peşindedir' (s.52) .

'Türk düşünce tarihi, ülkesiyle göbek bağını koparan bir intelijansiyanın dramı' (s.55) .

'Osmanlı, ikbal ve ihtişam devrinde, mecus-u menhus'a da, onun sahte peygamberine de iltifat etmez. Mutlak hakikate erişen, batılı neden merak etsin' (s.62) .

'Mağlubiyet nedir? Başkasının şahsiyetini kabul ve iradesine tabi olmak' (s.74) .

'İslamiyet'in temel mefhumu: Eşitlik, bu bir amaç değil, bir hak' (s.89) .

'Bir kelimeyle: Dinsizlik, Batının yükselen sınıfları için ne kadar hayırlıysa, bizim için o kadar meşumdur; onlar için ilerleyiş; bizim için çözülüş ifade eder' (s.96)

“ İnanç asildir. Medeniyetler onun eseri.” (s.98)

'Yunan edebiyatı bir fuhuş edebiyatı. Dufour, altı ciltlik 'Fuhuş Tarihi'nin beş yüz sayfalık birinci cildini bu edebiyata ayırır… Juvenalis gibi ahlakçıları bile yüzünüz kızarmadan okuyamazsınız' (s.101) .

'Sefalet ve yalnızlık: Dehanın ezeli yoldaşları' (s. 103) .

'Yığın hâle hükmeder, büyük adam istikbâle' (s.l 10) .

'Hadis: 'Kendini tanıyan, Rabbini tanır' diyor' (s. 125) .

'Her şahıs tasavvurlarını kendi lisanı üzere kurup da sonra başka lisana tercüme ettiği gibi, her millet vakaları kendi tarihine göre tertip edip, öteki tarihleri ona kıyasla bulur... Yani her millet kendi tarihini muhafazaya mecburdur diyor Cevdet Paşa' (s.127) .

'Cinayete ses çıkarmayan, câninin suç ortağıdır' (s. 133) .

'Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez. Derin bir düşünceyi anlamak, o düşünceyi kavradığımız anda derin bir düşünceye sahip olmaktır' (s. 144) .

'Kendisini yığın haline getiren bir millet payidar olamaz. Tek kaygısı para olan bir yığın yaşayamaz. Düşünceyi küçümsüyoruz… ' (s.146) ,

'Olgunlaşmak, kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demektir' (s. 146) .

'Okumak, iki ruh arasında âşikane bir mülakattır' (s.148) .

'Okumak, içimizdeki meçhul alemin kapılarını açan bir anahtar' (s. 149) .

'Okuduklarını tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekasını mahveder' (s.151) .

'Ruh, yazının icadından beri ölümsüz. Kaya homurdanır, mermer gülümser, konuşan yalnız kitap' (s.155) .

'Kabiliyet ile dehayı şöyle ayırıyor Schopenhauer: Kabiliyet, belli bir hedefe başkalarından daha ustaca ok atmak; deha, oklarını, başkalarının bakışlarıyla dahi ulaşamayacağı bir hedefe saplamak' (s.163) .

'Bir adamı tanımak için düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını bilmemiz lazım, hiç değilse' (s.171) .

'Din, bir susuzluk, sonsuza karşı duyulan özlem. Bilgi değil, aşk' (s.173) .

“ Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişirmiş' (s. 177) .

'Tarihsiz toplumların büyük sanatı olamaz' (s. 179) .

'Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir' (s. 193) .

'Boş kubbeleri sonsuzluğu¬muzla doldurmak, sonsuzlaşmaktır' (s.206) .

'Goethe, 'kendi yağı ile kavrulan dahi yoktur' diyor' (s.209) .

'Dostoyevski: Bir ülke mazisinden kopamaz, kopmamalıdır. Aydın, sınırların ötesinden basmakalıp ıslahat projeleri dileneceğine, halkın içine inmeli' (s.219) .

Cemil Meriç, Bu Ülke, Ötüken Yayınevi, İst. 1976 ilavelerle 3.



BU ÜLKE
(CEMİL MERİÇ)

Bu ülke isimli eserinin şöyle bir toparlayıp özetleyeceğimiz Cemil Meriç, kitaplar hakkında istikbale yollanan mektup, simokin giyen heyecan ve mumyalanan tefekkür olarak tarifte bulunmaktadır. Kütüphaneyi de, bütün çağların, bütün ülkelerin ölümsüzlükleriyle dolu mekan tayin eder ve bu ulular bezmine kabul edilmenin tek şartı liyakattir. Mabede bayağılar giremez ona göre. Cemil Meriç’in tanımladığı bu mabede girmeye layık insanların azlığı nekadar gerçek ise böyle insanların yetişip meyve vermesinin zorluğu da o kadar gerçektir.

20. yüzyıl fikir ve aydınlanma döneminin Türk insanı içinden fikri, askeri ve stratejik deha olarak Atatürk’ü çıkarmasının büyüklüğü kadar, Cemil Meriç gibi edebi ve fikri dehaların da çıkması mabede girmeye layık olanların artması bakımından dikkate şayandır.

Bu özeti hazırlamanın zorluğunu, bir öğrencinin hocası hakkında takdirde bulunmasıyla kıyaslayarak tespit edebilirsiniz. Cemil Meriç gibi bir üstadın ifadelerinin bizim ifadelerimizle ne kadar hacimli bir metinler dizisine dönüşeceği müphemdir. Bir sanat galerisinde bulunan resim eserlerini, başka bir mekanda bulunan birisine metinlerle izaha çalışmak tadını bilmeyene balı anlatmak gibidir. Bizim de üstadın “Bu ülke”sini anlatmamız bir üstadın fırçalarından çıkmış resmi kelimelerle anlatmak gibi olacaktır.

Okurken “Ne güzel kitap!” diye tanımladığınız bir kitap hakkında “Bunu daha önce hiç düşünmemiştim ama, galiba doğru” veya “Belki şimdi anlayamıyorum, birkaç gün sonra anlarım” şeklinde önce okuyucunun teslimiyetinin gerekliliğini bildiriyor yazar. Sonra anlamak ve sonra hüküm.
Yazarın gerçekten değeri varsa, düşüncesini bir hamlede kavrayamazsınız. Söylemek istediklerini birden söylemez yazar. Söylemek de istemez. Cemil Meriç’in yazılarını okurken de yazarın belirttiği şekilde siz onun söylemek istediklerini, sislerin arkasında şekillenmekte olan siluetin heyula gibimi olacağını ya da masal ülkesinin büyüleyici güzelliklerinin mi ortaya çıkacağını okudukça anlarsınız. Sislerin arkasında cisimlerin ortaya çıktığını görürsünüz, fakat bu cisimler kah cam gibi net, kah fludur. Fotoğrafçının kimyayı kullanarak sanat yaptığı gibi... Aynı zamanda bu sis aralanırken cesursunuz ve meraklısınızdır. Altın bulmaya ümitli simyacı gibi. Kayayı kıracak, madeni eriteceksiniz.

Yazar, entellektüel hayatı üzerinde etki yapan kitaplardan söz etmiş. Belki bizlere geleceğe silinmez izler kazıyabilen bir kalemin ortaya çıkışını anlatmak için. Rıza Tevfik’in “Kamus-u Felsefi”si, Selim Sırrı’nın “Terbiye-i Bedeniye Nazariyatı”, İbrahim Ethem’in “Terbiye-i İrade”sini kaderini tayin eden kitaplar olarak tanıtıyor. Suç ve Ceza baştan sona okumuş olduğu ve çevirdiği ilk yabancı kitap. Bu kitabı anlarken Şemsettin Sami’nin Kamus’unu karanlıkta fener olarak kullandığını da belirtiyor yazar.

Cemil Meriç’in yazılarında önce karşınıza yalnız, tedirgin ve küstah bir adam ortaya çıkar. Kendini üvey evlat olarak görür bu cemiyette. Şahsiyetini bu düşman çevrede şekillendirir. 1940’lara kadar yazılarını ukalaca bulur. Çıraklık dönemim dediği 50 yaşına kadar düşünceyi Batı düşüncesi olarak bilir. Buna Batının gözüyle dünya düşüncesi de diyebiliriz. Dilini unutan bir nesli gördükçe kahroluyor Cemil Meriç bu çıraklık döneminde. Öğretmenlik yaparken Batı düşüncesini tanıtmak için çırpınıyor. Ya Batılı olacağız, ya da Batı kültürünün azat kabul etmez sömürgesi.

Onun bu dönem yazılarında ırk olarak Türk olduğundan Türkçülüğü seçtiği ve yeni bir arayış ve yeni bir bütünleşme ümidi gördüğüne dayanarak Türkçü yazar niteleyebilirdiniz. Belki de Marks’ı tanımaya çalıştığı dönemlerde, Marksist olarak köşeye sıkıştırıldığını anladığında, ruhi buhranlarından bir sığınak, bir kaçış, bir yaşama gerekçesi gördüğü Marksizm’e sarıldığını görüp Marksist sanabilirdiniz onu. Ve sonra Sosyalizm. Hatta, sevimsiz ve aptal bir dünyaya meydan okuyacağı bir kale olarak gördüğü Ateizm. Ve maddecilikle gerdeğe girmeden kısa bir flört.

 
  03 aralık 2007 den beri 173487 ziyaretçiburadaydı...  

yukari dön

Google Pagerank Checker Pagerank
 

yukari dön

En Kral Site

by cover---html-ambarim.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol